Emsalsiz bir gezi rotası: Güneydoğu Anadolu
Şehrin İstanbul farkı ile;Usta bir ressamın tablosundan fırlayıp gelmiş gibi duran Güneydoğu Anadolu..
Yolun kenarına çömelmiş oturan, bir elini şakağına dayamış, diğer elinde tuttuğu tütünden sarma sigarasını derin derin çeken, ne düşündüğünü asla tahmin edemeyeceğin, yüzüne yerleşen her bir kırışıklıkta derin yaşanmışlıkların hüküm sürdüğü, anlatacak çok şeyi olan yaşlı adamın anlamlı bakışları ilk göz göze geldiğiniz an insanın yüreğine yüreğine vuruyor.
Konuşmasa bile duruşu, bakışı o kadar çok anıyı haykırıyor ki! Tam karşınızda baktığınız yüz adeta derin derin yaşanmışlıkların eşsiz portresi..
Binbir destanı içinde barındıran Güneydoğu Anadolu topraklarına hoş geldiniz..
Farklı kültür ve inançlarla bütünleşen kentleri, kutsal yapılarıyla medeniyetin beşiği Güneydoğu Anadolu. Kesinlikle gidip görülmesi, havasının solunması, yaşanarak anlamlandırılması gereken çok özel bir bölge. Öyle fotoğraflardan, haberlerden, kulaktan dolma duyarak öğrenilemeyecek, gidip mutlaka yerinde keşfedilmesi gereken kadim topraklar.
Yüzleri kavuran güneydoğu güneşinin izlerini taşıyan yöre insanları bugüne kadar gördüğünüz fotoğraf karelerinin gerçekliğini Şehrin İstanbul farkıyla gözler önüne seriyor. Bilmem kaç yıl yaşanmış anılar, sanki yüzlerce yıl aynı bedende yaşamış anlamlı bakışlar, kalabalık aileler, ritüeller ile dolu ilginç gelenekler.. Sıra geceleri, yok deme oyunu, kız görme, kız isteme, başlık parası, düğün ve cenaze törenleri, Gelinci ve Düğün oyunu, Maşta’sı, Beklik Takma Geleneği, Yatak Biçme’ si, doğumu, bayramları, Cigor’u, Şihir’i, Dem’i, Sakal Öpümü adeti, Ashab Gecesi, Oda Geleneği, Hoyrat’ ları ve şaşırtan yüzlerce ritüeli barındıran Güneydoğu Anadolu..
Bilinen efsanelerin dışında, halen süregelen ilginç gelenekler mevcut Günaydoğu Anadolu’da. En eski medeniyetleri barındıran bölgede özellikle kırsal kesimdeki kadınların ellerinde, yüzlerinin çeşitli yerlerinde yaptırmış oldukları dövmeleri görmeniz mümkün. Asırlardır güzel görünmek için vücudunun çeşitli yerlerine dövme yaptırıyorlar. Kürtçe’de “Deq” olarak adlandırılan dövme geleneği halen birçok yerde güzelliğin sembolü olarak kullanılıyor. Bu işin sanatkarı olan yaşlı kadınlar bilgilerini nesilden nesile aktarmaya devam ediyor. Bu dövmelerde Şamanizm, Paganizm, Budizm, Zerdüştlük gibi bir çok inanç sisteminde kutsal kabul edilen güneş, ay, yıldız, kuş ve çeşitli geometrik figürler kutsal metinler ile, dudak, çene, kaş arası, alın, göğüs, bacak, burun ve ayak parmakları gibi bölgelere tören havasında işleniyor.
Dövme yapma konusunda uzaman olan yaşlı kadınlar, odanın bir köşesinde sürekli yanmakta olan gaz lambasının duvarda bıraktığı isi kazıyarak, içine kız çocuğu emziren annenin sütünü ekleyerek özel bir karışım elde ediyor ve iğne yardımıyla bu karışımı seçilen figürün üzerine iğne vurarak derinin altına dantel gibi işliyor. Kız çocuğu emziren anne sütü kullanılmasının nedeni ise dövmenin ölünceye kadar kalıcı olarak kalması.
Güneydoğu Anadolu, Türkiye’de görülmesi gerekenler listesine oldukça fazla yer ekleyen bir bölge. Üç kelime ile Güneydoğu’yu anlatmak gerekirse, tarihi, mistik ve büyüleyici denebilir.
Tarih boyunca birbirinden farklı kültürlere ev sahipliği yapmış olan Güneydoğu Anadolu, gezginler ve maceraperestler için adeta biçilmiş kaftan.
Kendini Tanrı zanneden zalim Nemrut’un BalıklıgölEfsanesi’ni Şanlıurfa’da, masallarda rastlanan belinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen, doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiği inanılan Şahmeran ve Cemşab nam-ı değer Lokman Hekim hikayesini Mardin’de, Apollon ve Dafni’yi anlatan “Defnenin Gözyaşları Efsanesi”ni Antakya’da yaşanmışlıkları birebir deneyimleme fırsatı veren medeniyetlerin beşiği,Eski adı “Orantes” olan, her kurala aykırı olduğu için adına “Asi” denen nehir, M.Ö. 4000’den itibaren günümüze kadar her devrin çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay Arkeoloji Müzesi,Tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanan kent çeşitli kültürlerden oluşan, insanlık tarihinin en eski uygarlıklarına ev sahipliği yapmış ve halen yaşam sürülen dünyanın en eski kentlerinden Gaziantep’te tüm gizemi ve güzelliği farklı efsaneleriyle halen dimdik ayakta duran Gaziantep Kalesi,
Grek ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin buluştuğu, Yunanca “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene Krallığı’nın sırrı,İnsanlık tarihi adına şimdiye kadar bildiğimiz tüm bilgileri tekrar gözden geçirmemize sebep olan, 12.000yıl önce inşa edilmiş olan, yapılış yılından yaklaşık bin yıl sonra onlarca ton ve çakmak taşlarıyla gömüldüğü bilinen “Dünya’nın İlk Tapınağı” Göbeklitepe’nin kadim sütunları, kaideleri, T şeklindeki insan ve çeşitli hayvan figürleri ile Göbeklitepe’ ye ev sahipliği yapan Şanlıurfa,İlk İslam Üniversitesinin bulunduğu 5.000 yıllık geçmişe sahip bir Astroloji Merkezi olan Harran’daki tarihi kalıntılar, konik biçimindeki Harran Evleri,
Sokakları hala bilinen en eski medeniyetlerin izlerinden eserler ile dolu olan, kiliseler, camiler, ilginç mimariye sahip köy evleri, iç içe geçmiş ıssız mezarlar, mahzenler ve taş evleriyle bir film karesini andıran Mardin,
Tarihi, kültürü, kendine has yöre insanları ve damakları şenlendiren mutfağı ile ünlü , geçmişten günümüze bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Güneydoğu Anadolu.
Doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve yemekleri ile kendine hayran bırakan bölgeyi gezmeli. Şehrin İstanbul, bir yandan şehirleri tarihi ve kültürel yönler ile keşfetme fırsatı verirken, diğer yandan da o şehrin zengin mutfağından seçkin lezzetleri tatmak için bir fırsat sunuyor. Yani hem ruhunuzu hem de bedeninizi beslediğiniz, adına bir anlamda gurme diyebileceğiniz, Unesco Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alan bir çok yeri ziyaret edebileceğiniz, anılarınıza yaşanmış hikayeleri, efsaneleri, zengin damak tatlarını katabileceğiniz tam bir yolculuk terapisi.
Usta bir ressamın tablosundan fırlayıp gelmiş gibi duran Güneydoğu Anadolu’ya, Şehrin İstanbul penceresinden bakarken insan neredeyse her şeye şaşırabilir.
Melissa Ayça Yıldıran