90’li yılların sonundan bu yana sürdürdüğü sanat pratiğiyle, güncel sanata yön veren akımlar içerisinde anılan Britanyalı sanatçı Mat Collishaw, yeni solo sergisi Aritmi ile, sanat, bilim ve tarih disiplinlerinin perspektifinden önermeleri, yapay zekâ teknolojileriyle birleştiriyor. Sanat ve bilim alanından iki önemli isim olan Albrecht Dürer ve Ernst Haeckel’ın çalışmalarını referans alan Collishaw, doğanın bozulmakta olan ritmini görselleştiriyor. Aritmi, Dürer gibi Rönesans sanatçılarının dünyaya olan bakışımızı geliştirmek için son derece önemli olduğuna inandıkları ampirik yöntem ve doğa gözlemi kavramlarını gündeme getiriyor. Tıpkı Dürer gibi, Collishaw da yaklaşmakta olan felaketle ilgileniyor.
Sergi kapsamında sergilenen Sonuna Dek başlıklı video çalışması, 19. yüzyılın kolonyal dünyasında bitkilerin denizaşırı taşınmasını sağlayan ve bir terraryum formu olan Wardian Kutuları’ndan yola çıkıyor. Samel Becker’ın Adagio For Strings eseri eşliğinde akan videoda doğanın yıkımı ve yeniden canlanışı dramatik bir biçimde birbirini izliyor.
Melez Gücü animasyon videosu ise doğa/kültür ikiliğini ele alırken, vahşi yaşamın Londra Ulusal Galerisi’ni, dolayısıyla insanın doğaya alternatif olarak ürettiği “kültürü” ele geçirişini çarpıcı bir biçimde görselleştiriyor.
Mat Collishaw sergideki yeni eserlerinde İstanbul Boğazı’nı referans alıyor
Collishaw’un Pandora isimli çalışması ise İstanbul Boğazı’ndan ilham alıyor. Sanatçı, Haeckel’ın deniz yaratıkları illüstrasyonlarıyla Albrecht Dürer’in Mahşerin Dört Atlısı adlı ahşap baskısını yapay zekâ yardımıyla dönüştürerek özgün bir ilüstrasyon üretiyor. Sanatçının imza işi olan zoetrop formatında kurguladığı çarpıcı enstalasyonu Çınlayan Sirenler ise denizanası türlerinin doğal ritimleri dışındaki aşırı çoğalmalarını vurguluyor; bu istilacı canlıları doğanın zekâsını sembolize eden kapana kısılmış ahtapot ile karşılaştırıyor.
Mat Collishaw, felsefe ve bilim tarihini katederek doğayla bağ kurmak için kuramların yanı sıra duyuların ve hayal gücünün gerekliliğini vurguluyor. Aritmi, teknolojinin yardımıyla doğaya ve doğayla ilişkimize dair yeni görme yollarını araştırıyor.
Mat Collishaw Borusan Contemporary’de düzenlenecek yeni sergisi Aritmi hakkında şunları söylüyor: “İklim değişikliğinin gezegenin çehresini ve ekolojisini dramatik bir şekilde dönüştürdüğüne dair belirgin emareleri ve Borusan Contemporary'nin İstanbul Boğazı'nın kıyısındaki istisnai konumunu dikkate alan bir sergi oluşturmaya çalıştım. Dünyanın içine düştüğü vahamete ilişkin bilgi eksikliği bulunmuyor, ancak çözüm kısmında bir sorun olduğu aşikâr. Aritmi’deki çalışmalarımda çözülmemiş bilmeceleri çağrıştıran bir dizi nakış sunacağım: rahatsız edici kayıtsızlığa karşı münferit ses, dijital/genetik kodun akıl almaz karmaşıklığı, dünyanın ekolojisini dengelemenin Sisifosvari külfeti ve nihayetinde insanın Herkül’ü andıran kibri. Bu sergide, içinde bulunduğumuz zor duruma ne yazık ki bir çözüm sunulmayacak, sadece içinde beceriksizce yönümüzü bulmaya çalıştığımız bilmecelerin yansıması parıldayacak.”
Borusan Contemporary müdürü Dr. Kumru Eren ise yeni geçici sergileri hakkında şunları ifade ediyor: “Mat Collishaw’u on yıllık bir aradan sonra, aralarında Borusan Contemporary siparişiyle bir zoetrop formunda üretilen mekâna özgü yerleştirmesinin de bulunduğu özel bir seçkiyle İstanbul’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Collishaw doğanın düzensizleşen kalp atışını, bilimlerin katettiği izlekten, yapay zekâ teknolojileri aracılığıyla görselleştirdi. Aritmi, Mat Collishaw’un summa’sı; doğayı, bilimi, tarihi, çok disiplinli düşünen bir sanatçının adeta eskiz defteri. Melankoliden, iklim dekadansına uzanan insanlık durumunun, şaşırtıcı ve büyüleyici bir portresi…”
Dijital Mitolojiler Yeni Medya Sanatının farklı üretim olanaklarını inceliyor
Necmi Sönmez küratörlüğünde, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan bir seçki sunan Dijital Mitolojiler, Yeni Medya Sanatının farklı üretim olanaklarıyla şekillenen deneysel yaklaşımlarını ön plana çıkarıyor. Artık güncel yaşamın bir parçası olan “dijital tecrübeler”, 2000’li yıllardan itibaren yaratıcı sanatçılar için daha önce mümkün olmayan birçok araştırmanın kapılarını araladılar. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu bu tür araştırmalar üzerine yönelen karakteriyle dijital imge üretiminin altını çizdiği “yeni görselliğin” izini sürmektedir. Sergi bu görselliğin gündeme getirdiği imgeleri karşılaştırmalara dayanan bir yaklaşımla büyüteç altına alıyor. Yeni Medya Sanatı örneği olan neon heykeller, video yerleştirmeler ve manipüle edilmiş fotoğraflar, klasik üretim teknikleriyle şekillenmiş kolaj, tuval, kâğıt çalışmalarıyla bir araya geldiklerinde “hareketli imge” ile “duran imge” arasındaki farklılıklar, eşzamanlı olarak belirgin bir hal alıyor. Dijital Mitolojiler kapsamında, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan daha önce sergilenmemiş dört yeni eser de izleyiciyle buluşacak.
Mat Collishaw hakkında
Mat Collishaw çağdaş Britanya sanatının en önemli ve ilginç isimlerinden biridir. Collishaw, Goldsmiths Üniversitesinde aldığı eğitimin ardından Genç İngiliz Sanatçıları (Young British Artists) hareketine dahil oldu. Damien Hirst’ün 1988’de düzenlediği Freeze sergisine ve 1997’deki provokatif ‘Sensation’ gösterisine katılan 16 genç sanatçıdan biriydi.
Collishaw 30 yıllık kariyeri boyunca insan bilinçaltının doğası üzerine kafa yordu ve onu çeşitli ifade araçlarıyla etkilemenin yollarını aradı. Sanatçı, optik yanılsamalar, projeksiyonlar ve hareketli heykellerle seyircileri hem doğrudan hem de bilmeden meşgul eden eserler ve senaryolar yarattı. Collishaw’un çalışmaları bizi temel psikoloji, tarih, sosyoloji ve bilimle ilgili sorular hakkında düşünmeye teşvik eder. Her bir eserinin zenginliği ve görsel çekiciliğinin ardında, imgeler ve çağdaş teknoloji yoluyla günümüz dünyasını nasıl algıladığımız ve ondan nasıl etkilendiğimiz hakkında derin bir keşif vardır. Davranış kontrolü, programlama ve zamansal gerçekliğe ilişkin sorular seyirci deneyiminde önemli bir yer tutar.
Alice Sharp hakkında
2009 yılında kurmuş olduğu, bir sanat ve çevre örgütü olan Invisible Dust’ın sanat yöneticisidir. Invisible Dust, iklim değişikliği ile başa çıkmak için daha geniş bir anlayış ve farkındalık yaratmada sanatın rolünü ve “görünmeyeni görünür kılmanın” önemini savunarak, çevre ve iklim konularında sanatçılarla bilim insanları arasında uluslararası iş birliklerine öncülük etmiştir. Invisible Dust projeleri arasında 2018 yılında Margaret Atwood ile “Under Her Eye”, 2022/23 yıllarında Dryden Goodwin ile “Breathe”, 2023 Mayıs’ında “Sea Change” ve Amy Jeffs ile Ben Okri’nin kaleminden gezegenin geleceği hakkında anlatılan “Forecast” öyküleri sayılabilir. Alice halen Oulu AB Kültür Başkenti 26 için Climate Clock’un küratörlüğünü yapmaktadır.
Alice, aralarında Elizabeth Price, Wangechi Mutu, Jeremy Deller, Fei Jun, Joan Jonas ve Cornelia Parker’ın da bulunduğu birçok önemli bilim insanı ve sanatçı ile çalışmıştır. Birleşik Krallık’ı temsil eden seçkin bir sanat ve iklim konuşmacısıdır: Dünya çapında 85.000 izleyici toplayan Insider Magazine etkinliğinde, 2020’de Davos’ta ve 2023’te British Council vasıtasıyla Birleşmiş Milletler Gelişim Programı için Yunanistan ve Romanya’da konuşmacı olarak bulunmuştur. Alice’in bağımsız olarak küratörlüğünü üstlendiği sergiler arasında: 2008 yılında Antony Gormely ve Yinka Shonibare ile Fourth Plinth ve 2010 yılında Nevin Aladağ, Zineb Sedira, Olaf Nicolai, Mike Nelson ve Nasan Tur’un da dahil olduğu 16 sanatçı ile Türk göçünün çağdaş sanat üzerindeki yansımalarını araştıran Journeys With No Return (Dönüşü Olmayan Yolculuklar) bulunur. Bu proje, İstanbul’da Akbank Kültür Merkezi’nin yanı sıra Berlin ve Londra’da izleyicilerle buluşmuştur
YORUMLAR