Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Davut Çetin; "Turizm tanıtımı Ankara'dan yapılamaz"

ATSO Başkanı Davut Çetin Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısında Antalya turizmine ve ekonomisine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Davut Çetin; "Turizm tanıtımı Ankara'dan yapılamaz"

ATSO Başkanı Davut Çetin Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısında Antalya turizmine ve ekonomisine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Davut Çetin;
02 Kasım 2020 - 11:41

Antalya’nın Nisan ve Mayıs ayından bu yana büyük bir mücadelenin içinde olduğunu vurgulayan Davut Çetin, “Antalya 2016’da turizmden bir yara almıştı, geçen yıl ancak toparlandık, ama bu yıl da pandemiyle karşı karşıya kaldık. Antalya turizmi güvenli turizm sertifikasıyla birçok ülkeye göre başarı göstermiştir. Fakat geçen yıl bu dönemde 14,5 milyona yaklaşan ziyaretçi sayımız, bu yıl 3 milyon 200 bine gerilemiştir. Ziyaretçi sayısı yüzde 78 azalırken, fiyat indirimleri nedeniyle gelir kaybımız yüzde 85-90 civarındadır” ifadesini kullandı.

TÜRKİYE KDV TAHSİLATI %7 ARTARKEN, BİZDE %54 DÜŞÜŞ GERÇEKLEŞTİ
 

Antalya ekonomisiyle ilgili verileri paylaşan Davut Çetin şunları kaydetti;

“Temmuz ayında Türkiye’de ticarethanelerin elektrik tüketiminde yıllık yüzde 11.5 azalma olmuştur. Antalya’da ise yüzde 44 gibi büyük bir düşüş yaşadık.

İlk 9 ayda Türkiye KDV tahsilatı yüzde7 artarken, bizde yüzde54 düşüş gerçekleşti. Mayıs ayında Türkiye kayıtlı 4a çalışan sayısı geçen yıla göre 295 bin kişi azalmıştı, bunun yarısı Antalya kaynaklıydı. Ekonomik destekler sayesinde Temmuz ayında Türkiye’de kayıtlı istihdam arttı. Türkiye genelinde istihdam 234 bin artarken Antalya’da Temmuz ayı itibarıyla halen 123 bin kişilik istihdam kaybı vardır. Yani kayıtlı istihdamda beş çalışandan birisi işini kaybetmiştir.

Antalya olarak bu kayıpları kredi ve istihdam destekleriyle biraz karşıladık. Bu yıl Antalya ekonomisine 40 milyar civarında yeni kredi girdi, kredi hacmimizi yüzde40’lar civarında artırdık. Tarım ihracatımız iyi gitti, sanayi ihracatımız korkulan derecede düşmedi. Böylece bu yıl ticarette ve sanayide daha sert bir küçülmeden korunduk. Ancak turizmdeki ağır kayıp bütün Antalya’yı etkiledi.

Komitelerimiz Antalya ekonomisinin afet yaşadığını, hükümetin sektörlerimize afet desteği vermesi gerektiğini söylüyor. Biz Mayıs ayında bugünleri öngördük, bilimsel çalışmalarla raporladık. Turizmde bu noktaya geleceğimizi Mayıs ayında söyledik ve sektörlere göre seçici destekler istedik. Elbette ki birçok destek sağlandı, işletmelerimizin çoğu kredi ve istihdam desteğinden faydalandı. Fakat maalesef tam bir seçici destek sistemi uygulanamadı. 

Bu dönemde pandemiden en fazla etkilenen sektörler havayolları, konaklama, seyahat acentaları, turizme bağlı hizmet sektörleri, turizme yönelik hediyelik eşya, giyim sektörü gibi perakende sektörü, turizm taşımacılığı ve oto kiralama, restoran ve kafeler, eğlence sektörü, kişisel bakım sektörleri, AVM perakendecileri, özel eğitim kurumları, fuarcılık gibi sektörlerdir. Bu sektörlerde verilen destekler yetersiz kalmaktadır.

Kira sorunu tam olarak çözülememiştir. Kira stopajı gecikmeli olarak düşürüldü, bununla birlikte kapanan ve büyük ciro kaybı yaşayan şirketlerin kira derdi bitmemiştir. Belediyelerin, Milli Emlak’ın kiralarında bile çözüm sağlanamadı.

Bu şirketlere kira desteği dışında elektrik gibi genel giderleri için de destek verilmeliydi. Birçok ülkede işletmelere bütçeden nakdi hibe desteği sağlandı, bizde ise destekler, kredi ve işsizlik fonu kaynaklı istihdam destekleri ağırlıklı oldu. Kredi desteklerinde seçici destek sistemi tam uygulanmadığı için, bir kısım kredi altına ve dövize gitti. Seçici destek sistemi uygulansaydı ekonomi ve sektörlerimizin durumu daha iyi olurdu.

Meclis gündeminde olan torba yasada sektörlerimiz için vergi ve prim ertelemesi bekliyorduk. Fakat bu dönem ödemelerinde bir erteleme yapılmadı, eski borçların tekrar yapılandırılmasına gidildi. Oysa mücbir sebep kapsamındaki sektörlerde ödemeler ertelenmeliydi.

Bir tarafta pandemi nedeniyle kapalı kalmış, cirosunun büyük kısmını kaybetmiş işletmeler, diğer tarafta ciro artış rekoru kıran işletmeler var. Bunların aynı kefeye konması doğru değildir.

Sektör ayrımı yapılmadan eski borç yapılandırması, hem pandemiden etkilenmiş işletmelere, hem de vergisini-primini düzenli ödeyenlere haksızlıktır. Zaten önceki 4-5 yapılandırmada tahsilat oranı yüzde 40’ı geçmemiştir.  Bu uygulamaların ticaret ve ödeme ahlakını, adalet duygusunu olumsuz etkilediği ortadadır.

DOĞRU SEKTÖRE DOĞRU DESTEK SAĞLANMASINA DİKKAT EDİLMELİ
Geçen hafta, Bankalar Birliği turizme dönük 10 milyarlık yeni bir kredi paketi açıkladı, ama sektörün kredisi 100 milyar civarındadır. 10 milyarlık paket yeterli değildir. Halk Bankası yeni KOBİ kredisi paketi açıkladı. Kuşkusuz bu tür destekler olumludur, ancak doğru sektöre doğru destek sağlanmasına dikkat edilmelidir.
Avrupa’da pandeminin yayılması, ülkemizde de önümüzdeki haftalarda sorunun büyüyeceğini, yeni kısıtlamalar geleceğini göstermektedir. Turizmde eskiye dönüş kolay olmayacaktır. Gelecek yıl turizmde yüzde 100 büyüme sağlansa bile Antalya turizminin kayıplarını telafi etmesi mümkün değildir. Üyelerimizin düşük faizli kredi, vergi, istihdam, kira desteği talepleri artarak devam etmektedir. Bu nedenle Antalya’da pandemiden ağır etkilenen sektörlerde desteklerin 2021 yılında da devam etmesi gerektiğini söylüyoruz.”

DÖVİZ KURU ARTIŞI NEDENİYLE GİRDİ MALİYETLERİ AŞIRI YÜKSELDİ
Meslek komitelerinin son günlerde en çok yakındıkları konunun döviz kuru artışı nedeniyle girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesi olduğunu vurgulayan Davut Çetin, “Döviz kuru şoku Merkez Bankamızın güven kazanamadığı için bir türlü çözemediği yapısal bir problem haline gelmiştir Kur artışı, tarım, sanayi, inşaat sektörlerinde girdi maliyetlerini aşırı derecede yükseltmektedir. Merkez Bankası’nın dövize bakmamasının faturası artmaktadır.   

Bu durum karşısında bütün sektörlerimizden sürekli olarak KDV indirimi talebi gelmektedir.    Ekonomide taşlar oynayınca sorunlar ve çözümler karışmış durumdadır. Ekonomi yönetimi bu talepleri bir şekilde cevaplandırmalıdır” diye konuştu.

Komitelerin sektörel mevzuat ve uygulamalarla ilgili sıkıntı ve taleplerinin biriktiğini de söyleyen Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Medikal sektörün tahsilat sorunu ibretlik bir duruma dönmüştür. Bu durum devam ederse Türk ilaç sektörü iyice zayıflayacak, sadece küresel ilaç firmaları piyasada kalacaktır.

Tarım Bakanlığı denetiminden, emlak sektöründe yeterlik belgesine, müteahhit firmaların sınıflandırılmasından özel okul ve kreş mevzuatına kadar, birçok konuda sorunlar yaşıyoruz. Örneğin komitelerimiz aylardır taşıt muayenesinde kredi kartıyla ödeme yapılması gerektiğini yazıyorlar, bir türlü adım atılmıyor. Tarımda, Şeker Kurumu’nun piyasa müdahalesi yakınma konusu olmaktadır. İhracatçılarımızın bir sıkıntısı bazı Avrupa ülkelerinin TIR şoförlerine vize vermemesidir. Bu tür sorunlar bazen çözümsüz kalıyor bazen de gecikmeyle çözülüyor.

ANTALYA LİMANI’NIN KATARLI FİRMAYA SATIŞI 
Devamlı uğraştığımız sorunlara bir örnek, Antalya Liman işletmesinin yüksek tarifeleridir. Bu konu Rekabet Kurumu’na taşınmıştır. Odalar Birliğimiz, Antalya’nın bu sorunuyla özel olarak ilgilenmiştir. Bunun için de Size ve TOBB birimlerine teşekkür ediyorum. Geçen hafta, birden liman işletmesinin Katar şirketine satıldığını öğrendik. Bu değişiklik ne getirir, sorunu çözer mi bilmiyoruz. Önümüzdeki günlerde gelişmelere göre değerlendireceğiz. Aslında bu tür tekel durumunda olan limanların tek başına özel şirketlerle değil, kamu-özel sektör ortaklığıyla işletilmesi daha doğrudur.

Köklü yapısal ve kurumsal reformlar yapılması gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Dünyada bütün kentler gelecekte öne çıkma rekabeti içindedir. Bizim de bu yönde reformlar yapmamız gereklidir. Kentlerimizde yeni bir ticaret planlamasına, ticaret planına uygun imar planlamasına geçilmesi gerekiyor. Nerede, hangi ticaretin yapılacağına biz yerel yönetimle birlikte karar vermeliyiz. 20 yıldan bu yana Antalya’da toplu işyeri meselesi çözülemedi. Galeriler kent merkezi dışına çıksın deniyor, ama nereye, nasıl çıkacağı söylenmiyor. Milli Emlak’ın ve belediyelerin arsa ve arazileri gelir amaçlı satılmamalı, KOBİ’lerin toplu işyeri gibi sektörel ihtiyaçları için değerlendirilmelidir.

TURİZM TANITIMINI DEVLET ANKARA’DAN YAPAMAZ
Dijital çağın hızını yakalamak için yerel yönetimlere ve Odalara yetki devri yapılması şarttır.Böyle bir devirde turizm tanıtımını devlet Ankara’dan yapamaz. Nitekim biz Rota Antalya gibi projelerle dijital tanıtım için çözüm üretiyoruz. Fakat bu çalışmaları büyük çabayla, Kalkınma Ajansı destekleriyle, yeterli kaynağımız olmadan yapıyoruz. Bu nedenle Tanıtım Ajansı fonundan turizm illerine pay verilmelidir. Konaklama vergisi alınacaksa, bu vergi, dünyada olduğu gibi, ilin turizm altyapı yatırımlarına tahsis edilmelidir.

ÇAĞIN GERİSİNDE KALAN İŞLETMEYE HİÇBİR ŞEY FAYDA ETMEZ
Üyelerimize anlatmakta zorlandığımız bir başka problem daha vardır, o da işletmelerimizin çağın gerisinde kalması problemidir. Pandemi sonunda geçer, döviz artışı sonunda durur, ama çağın gerisinde kalan işletmeye hiçbir şey fayda etmez. “İki günü aynı olan ziyandadır, aldanmıştır” sözü toplumumuzda Hadis olarak bilinir. Bu çağda iki günü bir olan işletme kesinlikle ziyandadır.   

TOBB, işletmelerimize dönüşüm için yol gösterici, destekleyici çok sayıda çalışma yürütmektedir. Bu çerçevede e-ticaret, e-ihracat gibi birçok konuda danışmanlık hizmetleri veriyoruz.Buna rağmen, bazen üyelerimize bu dönüşümü anlatmakta zorlanıyoruz, çünkü artık dijital köyler çağında yaşıyoruz. Herkes iletişimde ve sosyal medyada köylere bölünmüş durumda. Herkes sadece kendi köyünde olup biteni biliyor, diğer köyden haberi olmuyor. Dolayısıyla ülke olarak ortak iletişime, ortak gündeme dönebilirsek bu dönemi daha iyi atlatabileceğimize inanıyorum.”

ROTA ANTALYA’YI PANDEMİYE KARŞI TURİZM AŞISI OLARAK BAŞLATTIK
“Antalya’yı turizmin ve tarımın küresel lideri” olarak gördüklerini ifade eden Davut Çetin, “Antalya’nın dijital kent olarak da Türkiye’de lider olmasını istiyoruz. Antalya, tarihi, tabiatı, toprağı eşsiz bir ildir. Ben, her zaman, Antalya’da yaşamanın, çalışmanın, ticaret yapmanın bir ayrıcalık olduğunu, bunun hem imkan hem sorumluluk getirdiğini söylerim. Antalya, yüksek katma değerli, çalışanı mutlu, girişimcisi mutlu, insanların gururla yaşadığı,  küresel yarışta iddialı bir kent olacaktır. Buna inanıyor, bunun için çalışıyoruz. Odamız, Pandemiye rağmen bu yöndeki çalışmalarını aksatmadan sürdürmektedir. Dijital tanıtım projesi olan Rota Antalya’yı pandemiye karşı turizm aşısı olarak başlattık” dedi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum