Firuz B. Bağlıkaya, “Edirne Avrupa’ya açılan kapı olmanın yanı sıra turizmin çok boyutlu yaşandığı bir kent. Biz turizm denildiğinde aklına sadece altın yumurtlayan tavuk benzetmesi gelen anlayıştan gerçekten çok çektik. Turizm kavramını her yönüyle Incoming, İç Turizm ve Outgoing’i de içine alacak şekilde bütüncül anlamak ve ele almak zorundayız. Turizme sadece “Döviz getiren sektör” olarak bakmak, iç turizmin önemini göz ardı edenlerin, vatandaşlarının yurtdışına gitmelerini teşvik etmeyen, desteklemeyenlerin bakış açısıdır.

Turizme sadece “Döviz Kazandırma” özelliği ile kısıtlı kalan bu dar bakış, turizmi bir bölgeye ve bir türe sıkıştırma tehlikesini maalesef beraberinde getiriyor. Gelişmiş dediğimiz ülkelerde turizm denilince öncelikle o ülke vatandaşının bu faaliyetteki rolü, katılımı akla geliyor. Bu yüzden çok turist alan ülkeler aynı zamanda iç turizm hareketi çok yüksek olan ülkelerdir. Turizmi sadece Antalya ve birkaç şehrimize yurt dışından gelen turistlerle ölçmek sadece bu alana yatırım yapmayı, sadece bu alana destek vermeyi, tanıtım deyince bu illeri öne çıkarmayı da beraberinde getiriyor” diye konuştu.

Turizmin ülkemizdeki alternatif turizm çeşitliliğini vurgulayan Başkan Bağlıkaya: “Balansı bozuk, tek yönü güçlü bir yapılanma sonuçta sektörü krizlerde güçsüz, savunmasız, alternatifsiz halde bırakıyor. Turizm deyince sadece Antalya’ya inen uçakları saymaya başlıyoruz. Turizmin döviz getiren özelliği elbette önemli, ülke cari açığını turizmden elde edilen gelirlerle kapatıyoruz, bunu hepimiz biliyoruz. Bunun önemsiz olduğunu kimse söyleyemez. Ancak turizm bundan ibaret değil. Turizm sosyal bir olgu. Aynı zamanda barışı, kardeşliği, birbirini tanımayı, anlamayı, kültürel zenginliğin paylaşımını da içeren ve belki de bu yönüyle ekonomisinden bile daha önemli bir olgu. Kaldı ki sadece ekonomisini ele aldığımızda dahi iç turizm hareketini Incoming hareketinden daha önemsiz göremeyiz. İç turizm ülkemizin refahının bölgelere yayılması, milli gelirin adil dağılımı içinde çok önemlidir. Bunları turizme bakmakla yükümlü olan mercilerin hatırlaması, planlamada bir köşeye atmaması içinde sık sık tekrar ediyoruz, hatırlatıyoruz” diyerek değişen tatil anlayışının altını çizdi.

Edirne’nin hem yurt dışı hem de yurt içinde tanıtılması için TÜRSAB olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirten TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, “TÜRSAB olarak biz bu yerel dinamikleri göz önüne almayan, bugüne kadar yapılanları yok sayan yerel unsurların içinde olmadığı tek merkezli tanıtım yaklaşımına ilk günden beri itirazlarımızı, eleştirilerimizi ve önerilerimizi dile getirerek karşı çıkıyoruz. Yapısında, yönetiminde kısaca oluşumundaki hataları düzeltilmesi mümkündür, vakit kaybetmeden de yapılmalıdır. Edirne’de benzeri destinasyonların bu kaynaktan hak ettiği payı alması gerektiğini söylemekte ayrıca bizim görevimiz. Her şeye rağmen Edirne Belediyesi’nin vizyoner bir yaklaşımla turizm alanında attığı adımları çok önemli ve değerli buluyoruz. Bu perspektiften hareketle 2022 Edirne yılı etkinliklerinin, Edirne’nin ekonomisinde ve sosyal hayatında turizmin hak ettiği yeri almasını sağlayacağına yürekten inanıyorum.

Turizmin 50 yıllık kurumu TÜRSAB, turizm için çalışan her şehrin olduğu gibi Edirne’nin de turizm planlaması, tanıtımı ve pazarlamasında da üzerine düşenleri yapmaya, bilgi birikimini Edirne’nin hizmetine sunmaya hazırdır. Biz Edirne’nin hem yurt dışında hem yurt içinde tanıtımı ve turizmi açısından hak ettiği ilgiyi görebilmesi için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” diyerek Edirne Tanıtım Gezisi’nin, Edirne turizminin gelişimine katkı sağlayacağını ifade etti.