Asıl adı Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon olan ve 20. Yüzyılın en popüler kültür ikonu haline gelen Frida Kahlo ölümünden elli yıl sonra bile efsane olarak anılmakta.Her ne kadar hayatı çektiği fiziksel acılar ve Ressam Diego Rivera aşkı ile anılsa da Kahlo, eserleri ile usta bir ressam olduğunu kanıtladı.Başında çiçekleri, sanat ve resim dolu hayatı, acılara karşı sürekli canlı tuttuğu mücadeleci ruhu ile Kahlo muhteşem bir başarı hikayesi yarattı.
Frida Kahlo Eserleri
Frida Kahlo’nun 143 Resminin 55’i kendi portrelerinden (otoportre) oluşuyor. Bir kadın ressam olarak ustalığı ve sanatı ile döneminde ressamlıktaki erkek egemenliğini kırarak tabuları yıkmıştır.Bunun en güzel kanıtı ise Pablo Picasso’nun Frida Kahlo için söylemiş olduğu "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" sözüdür.
Frida Kahlo Hayatı
Frida Kahlo 6 Temmuz 1907’de Meksika’da doğmuştur.Fakat sonraki dönemlerde Frida Kahlo’nun doğum günü Meksika’nın devrim tarihi olan 7 Temmuz 1910 olarak değişmiştir.Çünkü; Kahlo’ya göre hayatı, modern Meksika’nın doğuşuyla birlikte başlamıştır.Doğum ve ölüm yeri meşhur Mavi Ev'dir.Bugün ise o evde “Frida-Kahlo-Müzesi” bulunmaktadır. Evi babası inşa etmiştir. Babası Almanya-Pforzheim doğumludur ve 18 yaşında Meksika’ya göç etmiştir.Frida Kahlo üçünü çocuk olarak dünyaya gelmiş ve asıl adı Magdelena Carmen Frieda Kahlo Calderon’dur.Bir erkek çocuğu gibi büyüyen ve okul yıllarında daha çok erkeklerle arkadaşlık eden Frida’nın başa çıkmak durumunda kaldığı ilk engeli bacağı olmuştur. Yılmayan Kahlo, tıp eğitimi almaya karar vererek, dönemin en iyi okullarından biri olan Meksika’daki Ulusal Hazırlık Okulu’na girmiş ve bir ilke imza atmıştır.6 yaşındayken çocuk felci geçiren sanatçının bu sebepten dolayı sağ bacağı daha küçük kalmıştı ve topallamasına sebep olmaktaydı.On sekizinci yaş gününden hemen sonra tarihler 17 Eylül 1925 yılını gösterdiğinde bir otobüs kazası geçirdi.Tam 32 kere ameliyat olan Frida’nın bütün günü yatakta geçiyordu ve bu süreç aileyi yalnızca manevi açıdan değil maddi açıdan da zorlamaktaydı.
Frida bu kaza sonrasın da demir korse ve alçı ile yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Ama, Frida için bu pes etmek için yeterli bir sebep değildi.Hastanede yatarken annesine “ben ölmedim ve savaşacak bir hedefim var” demiş ve bu söz üzerine babası kızına şövale ve boya fırçası getirmişti.Resim yapmak Frida için bir tutku haricinde acılı günlerinde terapi görevi görüyordu.
Çizdiği resimlerde özellikle kendini çizerdi.Kendini çizebilmesi için annesinden bir resim tahtası yapmasını istemiş ve bir ayna yardımı ile kazadan bir sene sonra kendi portresini çizmişti. Bu sürede kimse inanmamış olmasına rağmen Frida yavaş yavaş yürümeye başlamıştı. Ama çektiği acılar ölümüne kadar kendisini bırakmayacaktı.
Frida Kahlo Diego Rivera Aşkı
Frida ve Diego Rivera ilk defa 1929 yılında evlendiler.Diego Rivera Politik bir ressamdı ve Frida Rivera'nın sanatına hayrandı. Rivera “Murales” sanatı ile meşhur bir ressamdı.Aşklarının yanı sıra Politik ilgi alanlarıda birbirilerine bağlılıklarını arttırmaktaydı.1929 yılında Rivera komünist partiden men edilince Frida’da partiden ayrılmış ve 1930 senesinde üç seneliğine Amerika’ya gitmişlerdir.1939 senesinde eşinden ayrılan Frida yaklaşık bir sene sonra tekrar Diego ile evlendi.
Frida Kahlo'nun ölümü
1950 yılında sağlık sorunları nedeniyle hastaneye yatırılan Frida, 9 ay burada kalmıştır. Ressamın sağ bacağı aynı yıl kangren nedeniyle kesilmiştir. Hemen ardından Frida Kahlo, 47. doğum gününden 7 gün sonra 13 Temmuz 1954 yılında 47 yaşındayken akciğer embolisi teşhisi ile hayata veda etmiştir. İnsanın içine dokunan yaşamında verdiği son eser ise “Yaşasın Hayat” isimli natürmort tablosu olmuştur. Cesedi yakılan ünlü ressamın külleri,1955’te eşi Rivera tarafından devlete bağışlanmış olan Mavi Ev’de saklanmaktadır. Cesedinin yakılmasını isteyen Frida Kahlo, ölmeden önce yatarak yeteri kadar zaman geçirdiğini, bu nedenle daha fazla yatmak istemediğini belirtmiştir.
YORUMLAR