Geçtiğimiz günlerde değerli dostum Cemal Kızıltan aradı;“HURSAD’ı biliyorsun. Hac, Umre ve Seyahat Acenteleri Derneği. Beni ve seni kahvaltıya davet ettiler”
Dedim, “Cemal, beni bilirsin, Hac ve Umreyle işim olmaz. Hatırlarsın, eskiden 1 milyon dolar karşılığı yurtdışından turist getiren acentalara kota verilirdi. Prontotour’da senelerce bu hakkı kazandım. Bir kere bile kullanmadım. Hakkımı bile satmadım”
Cemal; İyi de, arada bir onları eleştirmiyor muyuz? Gel, ilk ağızdan ne neymiş öğrenelim. İstediğin soruyu da sorabilirsin.
Peki dedik, Fatih’teki dernek ofisine gittik. Başta Sayın Başkan Diyaeddin Şahin olmak üzere bizleri çok güzel, çok nazik ağırladılar. Önce onları dinledik. Her ne kadar TÜRSAB yönetiminde olsalar da, Bakanlıkla, Diyanetle araları iyi olsa da çözülemeyen, kronikleşmiş dertlerinden bahsettiler. Sonra benim istediğim soru cevap kısmına geçtik. Ben direkt, zigzagsız sordum, onlar da direkt, lafı eğip bükmeden cevapladılar. Şöyle gelişti konuşmalar;
Siz Menzil veya herhangi bir cemaat mensubu musunuz?
Şahin; Hayır. Bu dernek ilk kurulduğunda, Menzil tarikatına sempati duyan 3 üyesi nedeniyle böyle bir yakıştırmaya maruz kalmış. O dönemki Türsab yönetimin baskısı ile senelerce üye sayısını artıramamış hatta 3-4 sene işlevsiz kalmış. Daha sonra Hac-Umreciler için ortak hareket etme lüzumu doğunca, derneğe yepyeni kişiler sahip çıkıp üye sayısını 400’lere çıkartmışlar. Aslında bu sektörde aynı kişilerin 3-5 şirket sahibi olduğu düşünülürse 1000’e yakın Hac-Umre yapan acentanın %80’i HURSAD’a üye.
TÜRSAB Yönetimindesiniz. Eski dönemlere göre sizin için neler değişti?
Eskiden Umre müşterisi başına 8 dolar, Hac müşterisi başına 25 dolar Türsab’a para verirdik. Kalktı. Çanta, Kumaş Maske yaptırmanın bedeli için 140 dolar alırlardı. Hem de en kalitesiz malzeme ile. Şimdi biz 22’dolara en iyi malzemelerden yaptırıyoruz. Eskiden Hac-Umre Sigortaları 12 euro karşılığı Türsab’tan yapılmak zorundaydı. Bu zorunluluk kalktı. Şimdi sigortaya 5,5 TL ödüyoruz. Dikkat “TL”. Eskiden diyanete verilmek üzere Türsab’tan “Hac yapma hakkı vardır” yazan bir Tur Onay Belgesi alırdık. Bunu almak için eski yönetimin önünde yatar kalkardık, Türsab yönetimine en yakın olanlar beklemeden, sürünmeden bu belgeyi alırdı. Şimdi böyle bir belgeye gerek yok. Eskiden bir dönem Suudi Arabistan Vizelerini bile Türsab aracılığı ile alma zorunluluğu vardı. Tabi fahiş fiyata. O da kalktı. Mekke ve Medine’de Transfer hatta yemek hizmetini bile yüksek fiyatlardan Türsab aracılığı ile almamız için zorlandık. Şimdi en az %20-30 daha az ücret ödeyerek başka şirketlerden daha iyi hizmet alıyoruz.
Hac ve Umre’nin organizasyonunun diyanetten ayrılması konusunda fikriniz nedir?
Bizi bırakın, halk da böyle istiyor. Malum hacı adaylarının hepsi ilk önce Diyanete başvuru yaparlar. Hac kuraları sonucu kazananlar, isterlerse Diyanetin, isterlerse Türsab Acentalarının organizasyonuna kaydolurlar. Burada raconu kesen Diyanet, Hac kontenjanının ancak %40’ını Türsab’a vermiş, %60’ı ise kendilerinin. Ama talep tam tersi. Artık online yapılan başvurularda Türsab’ın %40 kontenjanı ilk 5 dakikada doluyor. Diyanetin kontenjanını doldurması ise aylar sürüyor. Umrede kontenjan yok. Orada da halk %85 gibi bir oranla acentaları tercih ediyor. Diyanetin, Hac-Umre kaydı için Türkiye’nin her yerindeki camilerde yetkili kıldığı 90.000 imam’a rağmen halkın Diyanet tercihi sadece %15. Yani gerçek oran bu.
Türsab’tan ayrılmak istediğiniz doğru mu?
Ayrılmak demeyelim de, biz ayrı bir çatı altında olmak istiyoruz diyelim. Her ne kadar yaptığımız iş, 1618 sayılı yasaya göre Seyahat Acentalığı’nı içerse de, bize dayatılan koşullar hiç de diğer üyelerle aynı değil. Madem eşitiz, neden bizden %100 tur bedeli karşılığı nakit veya teminat mektubu ve bazı ekstra mevzuatlar istiyorlar. Diğer acentalar, her turları için, tur öncesi Tur bedeli kadar teminatı nakit olarak yatırıyor mu? Hayır. Ya biz de yatırmayalım veya 1618 sayılı yasa değişsin. Bırakın bizi, bir de Türsab’a üye olmak zorunluluğumuz olmasın.
Ben bu noktada devreye girerek bu fikri benimsediğimi. Türsab’ın küçülmesi ve gerçek işlevini yerine getirebilmesi amacıyla; Hac-Umre acentalarının yanı sıra 2 hizmetin aynı anda verilmediği, yani en az Konaklama ve Transfer hizmetinin verilmediği, Kongre, Seminer, Rent a Car yapan şirketlerin Türsab’a üye zorunluluğunun kalkması gerektiğini belirttim. Hatta birçok ülkede, sadece web siteleri aracılığı ile Otel satışı yapan şirketlerin seyahat acentalığı kapsamında olmadığını belirttim.
HURSAD ile yapılan bu toplantı benim için verimli bir görüşme oldu.Kısaca; UFUKTA AYRILIK VAR…
Dedim, “Cemal, beni bilirsin, Hac ve Umreyle işim olmaz. Hatırlarsın, eskiden 1 milyon dolar karşılığı yurtdışından turist getiren acentalara kota verilirdi. Prontotour’da senelerce bu hakkı kazandım. Bir kere bile kullanmadım. Hakkımı bile satmadım”
Cemal; İyi de, arada bir onları eleştirmiyor muyuz? Gel, ilk ağızdan ne neymiş öğrenelim. İstediğin soruyu da sorabilirsin.
Peki dedik, Fatih’teki dernek ofisine gittik. Başta Sayın Başkan Diyaeddin Şahin olmak üzere bizleri çok güzel, çok nazik ağırladılar. Önce onları dinledik. Her ne kadar TÜRSAB yönetiminde olsalar da, Bakanlıkla, Diyanetle araları iyi olsa da çözülemeyen, kronikleşmiş dertlerinden bahsettiler. Sonra benim istediğim soru cevap kısmına geçtik. Ben direkt, zigzagsız sordum, onlar da direkt, lafı eğip bükmeden cevapladılar. Şöyle gelişti konuşmalar;
Siz Menzil veya herhangi bir cemaat mensubu musunuz?
Şahin; Hayır. Bu dernek ilk kurulduğunda, Menzil tarikatına sempati duyan 3 üyesi nedeniyle böyle bir yakıştırmaya maruz kalmış. O dönemki Türsab yönetimin baskısı ile senelerce üye sayısını artıramamış hatta 3-4 sene işlevsiz kalmış. Daha sonra Hac-Umreciler için ortak hareket etme lüzumu doğunca, derneğe yepyeni kişiler sahip çıkıp üye sayısını 400’lere çıkartmışlar. Aslında bu sektörde aynı kişilerin 3-5 şirket sahibi olduğu düşünülürse 1000’e yakın Hac-Umre yapan acentanın %80’i HURSAD’a üye.
TÜRSAB Yönetimindesiniz. Eski dönemlere göre sizin için neler değişti?
Eskiden Umre müşterisi başına 8 dolar, Hac müşterisi başına 25 dolar Türsab’a para verirdik. Kalktı. Çanta, Kumaş Maske yaptırmanın bedeli için 140 dolar alırlardı. Hem de en kalitesiz malzeme ile. Şimdi biz 22’dolara en iyi malzemelerden yaptırıyoruz. Eskiden Hac-Umre Sigortaları 12 euro karşılığı Türsab’tan yapılmak zorundaydı. Bu zorunluluk kalktı. Şimdi sigortaya 5,5 TL ödüyoruz. Dikkat “TL”. Eskiden diyanete verilmek üzere Türsab’tan “Hac yapma hakkı vardır” yazan bir Tur Onay Belgesi alırdık. Bunu almak için eski yönetimin önünde yatar kalkardık, Türsab yönetimine en yakın olanlar beklemeden, sürünmeden bu belgeyi alırdı. Şimdi böyle bir belgeye gerek yok. Eskiden bir dönem Suudi Arabistan Vizelerini bile Türsab aracılığı ile alma zorunluluğu vardı. Tabi fahiş fiyata. O da kalktı. Mekke ve Medine’de Transfer hatta yemek hizmetini bile yüksek fiyatlardan Türsab aracılığı ile almamız için zorlandık. Şimdi en az %20-30 daha az ücret ödeyerek başka şirketlerden daha iyi hizmet alıyoruz.
Hac ve Umre’nin organizasyonunun diyanetten ayrılması konusunda fikriniz nedir?
Bizi bırakın, halk da böyle istiyor. Malum hacı adaylarının hepsi ilk önce Diyanete başvuru yaparlar. Hac kuraları sonucu kazananlar, isterlerse Diyanetin, isterlerse Türsab Acentalarının organizasyonuna kaydolurlar. Burada raconu kesen Diyanet, Hac kontenjanının ancak %40’ını Türsab’a vermiş, %60’ı ise kendilerinin. Ama talep tam tersi. Artık online yapılan başvurularda Türsab’ın %40 kontenjanı ilk 5 dakikada doluyor. Diyanetin kontenjanını doldurması ise aylar sürüyor. Umrede kontenjan yok. Orada da halk %85 gibi bir oranla acentaları tercih ediyor. Diyanetin, Hac-Umre kaydı için Türkiye’nin her yerindeki camilerde yetkili kıldığı 90.000 imam’a rağmen halkın Diyanet tercihi sadece %15. Yani gerçek oran bu.
Türsab’tan ayrılmak istediğiniz doğru mu?
Ayrılmak demeyelim de, biz ayrı bir çatı altında olmak istiyoruz diyelim. Her ne kadar yaptığımız iş, 1618 sayılı yasaya göre Seyahat Acentalığı’nı içerse de, bize dayatılan koşullar hiç de diğer üyelerle aynı değil. Madem eşitiz, neden bizden %100 tur bedeli karşılığı nakit veya teminat mektubu ve bazı ekstra mevzuatlar istiyorlar. Diğer acentalar, her turları için, tur öncesi Tur bedeli kadar teminatı nakit olarak yatırıyor mu? Hayır. Ya biz de yatırmayalım veya 1618 sayılı yasa değişsin. Bırakın bizi, bir de Türsab’a üye olmak zorunluluğumuz olmasın.
Ben bu noktada devreye girerek bu fikri benimsediğimi. Türsab’ın küçülmesi ve gerçek işlevini yerine getirebilmesi amacıyla; Hac-Umre acentalarının yanı sıra 2 hizmetin aynı anda verilmediği, yani en az Konaklama ve Transfer hizmetinin verilmediği, Kongre, Seminer, Rent a Car yapan şirketlerin Türsab’a üye zorunluluğunun kalkması gerektiğini belirttim. Hatta birçok ülkede, sadece web siteleri aracılığı ile Otel satışı yapan şirketlerin seyahat acentalığı kapsamında olmadığını belirttim.
HURSAD ile yapılan bu toplantı benim için verimli bir görüşme oldu.Kısaca; UFUKTA AYRILIK VAR…
Saygılarımla
Cem Polatoğlu
YORUMLAR