İŞTE TÜRSAB BAŞKAN YARDIMCISI HASAN EKER'İN AÇIKLAMALARI:
“TÜRSAB’IN BİRLİK YAPISININ BOZULMASININ KİMSEYE BİR FAYDASI OLMAZ”
“TÜRSAB olarak biz 50 yıllık bir birliğiz ve bu döneme 50 yıllık tecrübelerle geldik. TÜRSAB 1969’da 3 tane derneğin bir araya gelmesiyle ve 3-4 yıllık bir mücadele ile 1972’de yasa haline geldi. Dolayısıyla TÜRSAB’ın birlik yapısının bozulmasının kimseye bir faydası yok. Birlik yapısı bozulursa gerek tüketici, gerek kamunun sektörü yönetmesi, gerekse diğer sektör paydaşları, üyelerimizle ilişkiler ve yurt dışı paydaşları ile iletişim bazında çok büyük sıkıntılara yol açacaktır. Dolayısıyla biz bu birlik yapısının bozulmasına karşıyız.
“ALT BİRLİKLERİN İHTİSAS BAŞKANLIKLARI ALTINDA KURGULANMASINI ÖNERİYORUZ”
Birliğin yapısının bozulmasıyla birlikte iletişim sorunlarının ve yasal sorunların ortaya çıkması, çatışmaların, çakışmaların baş gösterecek olması nedeniyle tüm taraflar zarar görür. Bizim önerimiz, birlik yapısının ihtisaslarda alt birlikler olarak kurgulanması. Birlik isteyenlerin sorunlarını ihtisas başkanlıkları ile çözmeyi öneriyoruz. Bunların bütçeleri olabilir, seçimleri kendi içlerinden olabilir. Kendi başkanlarını seçebilirler ve bakanlıklarla direkt görüşme yetkisi verebiliriz. Bireysel olarak bakanlıklara önerge verebilirler. Ayrı birlikler halindeki yapılanma, ihtisas başkanlıkları nezdinde yasal olarak kurgulanabilir. Alt birlik yapılanmalarının ihtisas başkanlıkları altında toplanarak yapılmasını öneriyoruz.
“BİRLİK YAPISI BOZULURSA KAMUNUN SEKTÖRLE İLETİŞİMİ ZEDELENİR”
TÜRSAB’ın birlik yapısının bozulması kamuyu da zorlar. Kamu bir sorun olduğunda kimden bilgi alacak? Herhangi bir birlik kamuya bir bilgi ilettiğinde, bu bilginin doğruluğunun diğer birliklerden de teyit edilmesi gerekir. Yani bir konuda iki birlik ayrı görüş belirttiğinde, kamu da o konuda bir gelişim ve yol alma sağlayamayacaktır. Dolayısıyla bu da kamunun sektörle iletişimini önemli ölçüde etkileyecektir.
“TÜRSAB’IN BÖLÜNMESİ TELAFİ EDİLEMEZ SONUÇLAR ORTAYA ÇIKARABİLİR”
Sektör olarak 7-8 tane sorunumuz var şu an ancak bu yasa aceleye gelmemeli. Bizim sorunlarımız bir yönetmelikle çözülebilecek şeyler. Elli yıllık bir birlik yapısını, TÜRSAB’ın da mevcut yönetimiyle mutabık kalmadan değiştirmek, telafi edilemez geri dönülemez sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bunu biraz zamana bırakalım, iyice olgunlaştıralım, turizm bakanlığı ile TÜRSAB arasında daha sağlam bir iletişim kurarak bunu zaman içerisinde çözelim. Çok aceleye getirilmiş bir yasa.
Yasanın diğer maddeleriyle ilgili bakanlıkla birçok konuda hemfikiriz. Biz de aidatların düşmesini istiyoruz. Aidatların düşmesi ve diğer birçok konuda Bakanlıkla aynı fikirdeyiz. Ancak TÜRSAB’ın bölünmesi, bu üniter yapının bölünmesi konusuna karşıyız. En önemlisi de bu.
“TRANSFERLE İLGİLİ KISITLAMALAR SEYAHAT ACENTACILIĞI TANIMINA AYKIRI”
Transfer işi, seyahat acentalarının iş tanımındaki ana unsurlardan bir tanesi. İçinde transfer ve konaklama hizmeti olan bir hizmet, seyahat acentacılığı hizmeti olarak tanımlanıyor. Bu nedenle transferle ilgili bir kısıtlama getirilmesi işin temeline aykırı olur. Bu konunun da tekrar değerlendirilmesi gerekiyor. Bu konular bir şekilde yönetmelikle kolayca çözülebilir. Konuyla ilgili sıkıntı varsa ele alıp tüm ilgilileri memnun edecek şekilde çözebiliriz.
“TÜRSAB’IN BÖLÜNMESİ DÜŞÜNÜLEMEZ”
Bu konular tekrar gözden geçirilmeli ancak bizim ana konumuz TÜRSAB’ın üniter yapısının, birlik yapısının değişmemesi. Biz bir çatı yasayla otellerin, rehberlerin ve acentaların tek bir koordinasyon yasaya ihtiyaç olduğunu söylerken, seyahat acentaları birliğinin beş parçaya bölünmesi düşünülemez. Aynı işi beş parçaya bölmek 5 tane TOBB yapmak gibi olur. İşin temeli bölünme konusu. Üniter yapı değişirse geri dönüşü mümkün olmaz.
“CUMHURBAŞKANIMIZIN BİRLİKTEN YANA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Ben Cumhurbaşkanımızın bu konuda bölünmeden çok birlik olmanın ve kaynakların dağılmasından çok birleştirilmesi görüşünde olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanımızın da bu bölünmeye sağlıklı bakacağını sanmıyorum. Çünkü Cumhurbaşkanımız birlikten ve kaynakların verimli kullanılmasından yana. Bu kamuda da masraflar çıkartır. Denetimin Valilikler ve Kültür Müdürlükleri tarafından yapılacağı söyleniyor. Devlet neden buna para ödesin? Biz denetimleri yıllardır üyelerimizin ödediği aidatlarla yapıyoruz. Sektör de bundan memnun. Bu durum kamuya ek yük getirecektir. Bu noktada da cumhurbaşkanımızın uygun görmeyeceğini düşünüyorum. Gelişmiş toplumlarda STK’lara daha fazla yetki verildiği göz önünde bulundurulursa, Cumhurbaşkanımızın bu yönde destek olacağına yürekten inanıyorum. Bölüne bölüne yok oluruz, bölüşe bölüşe tok oluruz.”
YORUMLAR