ETİK Başkanı İşler; bir çok iş kolunda kayıt dışı ve yasaya aykırı yaş ve şartlarda çalışanlar dururken, tüm yasal prosedürlere uyan, Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli tesislerin adeta ablukaya alınmasını manidar bulduklarını belirtti. Yasası çıkan, ama bir türlü uygulanmayan, üstelik hem sektörden hem devletten çalan bir sistem olan, yazlık ve ikinci konut kiralamalarına denetim yapılmamasını da eleştirdi.
Mehmet İşler; “Son zamanlarda turizm sektöründe özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı ekiplerinin denetimleri arttırdığı görülmektedir. Turizm sektörü olarak denetime ve denetimlere karşı değiliz. Tüm sektörler denetlenmelidir. Ancak sanki bu denetimlerin tek adresi turizm sektörüymüş gibi bir durum söz konusu. Bundan rahatsızız. Birçok iş kolunda görüyoruz ki çocuk işçi çalıştırılıyor. Hala sigortası çalıştırılan bir çok insanımız, sigortasız çalışan ciddi sayılarda olan bir kesim var. Bu durumla hizmet sektöründe, tekstil sektöründe çok karşılaşılıyor.
Maaş ve ücretleri bankadan ödemeyen , çift bordro düzenleyen, çocuk işçi çalıştıran, fazla mesai ödemeyen, işçi haklarına, çalışma haklarına riayet etmeyen sektörler var. Çalışma Bakanlığı bu sektörlerü denetlemeli. Maalesef ki bu sektörleri denetlemek yerine adresi ve tabelası belli olan turizm sektörü denetleniyor. Gerçekten gelirlerde bir artış hedefleniyor ve denetimlerle de bir disiplin gelmesi isteniyorsa, öncelikle kayıt dışılıkların üstüne gidilmesi gereğine inanıyoruz. Bizce yasal prosedürlere uygun çalışanın, emeklinin ve disiplinli sektör çalışanlarının yerine hiç kayıt altına girmemiş bu sektörlere, işletmelere gidilmesi, piyasalarda hakkaniyet ve adalet duygusu yaratacak, haksız rekabeti ortadan kaldıracak, devlet, dürüst çalışanlarla illegal çalışanlar arasında dengeyi sağlamış olacaktır.”
TURİZM SEKTÖRÜNE BÜYÜK HAKSIZLIK
“Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı tesislerimiz yılın 12 ayı, 365 günü her şeyiyle bakanlık yetkililerinin her türlü kontrol ve denetimi altındadır. Sektör tüm zamanların rekorlarıyla ekonominin işlemesinde, cari açığın kapatılmasında birinci derecede rol üstlenmiş durumdadır. Turizm sezonunun hızlandığı bir dönemdeyiz. Turiste en iyi hizmeti vererek gelecek sezonların müşterisini garantiye alma çabasındayız. Biz bu gayrette iken sadece sektörümüzün, tesislerimizin birkaç koldan denetlenmesi hoş değil. Bu adaletsiz durum turizm sektörünün canını çok sıkmaktadır. Büyük bir haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz. “
HEM BİZDEN HEM DEVLETTEN ÇALAN BİR SİSTEM VAR
“Turizm sektörünün tam da bu anlamda yıllardır bas bas bağırdığı bir sorunu var. Şu anda hali hazırda, tam sezon gelmişken, kayıt dışı birçok yazlık ve ikinci konut kiralama ve konaklama satışları devam ediyor. Kaçak göçek değil, dijital ortamlarda, internet sitelerinde alenen binlerce ilan var. Sahada kimse bunları denetlemiyor. Yasası çıkmasına rağmen denetimi yapmayı kimse üstlenmiyor. Bunlar ekonomiye ve devlete ciddi kayıplar oluşturuyor. Gelir ve vergi kaybının yanı sıra asayiş ve güvenlik zafiyetleri var. Yasa; denetim için, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı görevlidir diyor.
Airbnb’de gayet açık olarak, alenen yapılan bu reklamları, pazarlamaları kimse denetlemiyor, hiç bir yere baskın yapılmıyor. Herkes topu birbirine atıyor ve yasa çıkmış olmasına rağmen kimse bununla ilgilenmiyor. Özellikle valilerimiz, kaymakamlarımız bu konuda kendilerini yetkin kılmıyor. Kolluk görevlisi, şikayet gelirse gider deniliyor. Ne İçişleri, ne Hazine ve Maliye ne de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bizleri denetlediği gibi, gidip buraları denetlemiyor. Oysa devlet bu zor dönemde vergi gelirini arttırmak, alması gereken vergiyi almak istiyorsa buraları öncelikle denetlemeli, buraların üzerine gitmelidir. Hem bizden hem devletten çalan bu sisteme el atmalı, haksız rekabeti de önlemelidir. “dedi.
YORUMLAR