“Z Kuşağı, yakında dünyadaki en kalabalık nesil olarak Y kuşağını geçecek ve dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kendilerini Z kuşağı olarak tanımlayacak. ABD'de Gen Z, nüfusun dörtte birinden fazlasını oluşturuyor.
 
Z Kuşağı dünya sahnesine çıkmak üzereyken, girişlerinin etkisi hızlı ve derin olacak.Etkileri işyerinde, perakende tüketiminde, teknolojide, politikada ve kültürde dalgalanacak. Radikal bir şekilde farklı olan bu nesil, kariyer ,hayat anlayışı ve iş gücünde başarının nasıl tanımlanacağı konusunda tamamen benzersiz bir bakış açısına sahip.
 
Bu artan iş gücünün karşı karşıya olduğu zorlukları ve bunların işverenler ve işyeri üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için, Z Kuşağının şekillenmesine yardımcı olan önemli olayları keşfetmek iş dünyası açısından elzem.
 
Davranışları nelerdir?  İş ve ekonomi üzerinde ne tür bir etkisi olacak?
Hotel by MFD Consulting olarak yaptığımız araştırma ve analizlere göre; Gen Z'nin iş güvenliğiyle motive edilen pragmatik, riskten kaçınan, girişimci olmayan bir grup olarak ortaya çıktığını düşünebilirsiniz.Bunun yerine, kariyer isteklerini, kariyer gelişimlerini, çalışma tarzlarını, temel değerlerini, davranışlarını ve karakterlerini, eğitimlerini ve çeşitlilik konusundaki duruşlarını araştırdıkça daha incelikli bir resim ortaya çıktı.



 
Bir işe karar vermede en önemli faktör maaş olsa da, Z Kuşağı maaşı diğer tüm nesillerden daha az önemsiyor: Daha ilginç ama aynı zamanda ödeme yapmayan işe kıyasla daha iyi maaşlı ama sıkıcı bir işi kabul etme seçeneği verilirse, Gen Z, seçim konusunda oldukça eşit bir şekilde bölündü.
 
Z Kuşağının kalbini kazanmak için şirketlerin ve işverenlerin iyi bir küresel vatandaş olma çabalarını vurgulaması gerekecek ve eylemler sözlerden daha yüksek sesle konuşuyor: Şirketler, sürdürülebilirlik, iklim değişikliği ve açlık gibi daha geniş bir toplumsal zorluklar kümesine olan bağlılıklarını göstermelidir.


 
İş gücüne giren en yeni neslimizin tercihlerinden ve davranışlarından iç görü elde ederken, "işin" kendisinin nasıl değiştiğine ve geliştiğine de bakmamız gerekiyor. Bu değişim güçlerinin ürettiği yeni gerçekler, bize insan-makine işbirliği etrafındaki etik, 50-60 yıllık kariyerleri nasıl planlayacağımız ve bir dizi yetenek kaynağı aracılığıyla örgütleri nasıl serbest bırakacağımız gibi düşünmemiz gereken karmaşık sorular sunuyor.
 
İş hayatının geleceği, Rönesans devriminin geri dönüşünü gerektirecek: birçok yetenek, ilgi alanı ve bilgi alanı olan bir kişi. Dört temel iş becerisinin birleşimini gerektirecektir:
 
• Dijital araçlar ve teknoloji becerileri
• Analitik ve verilerle rahatlık
• İşletme yönetimi becerileri
• Tasarım ve yaratıcı beceriler
 
Bu işverenler için ne anlama geliyor?

Gen Z'nin kariyer yolculukları boyunca nasıl ilerlediklerinde daha fazla kişiselleştirme talep etme yeteneğine sahip olacağını düşünüyoruz. Organizasyonların neslin en iyi ve en parlağını çekmesi ve elde tutması için farklı bir zihniyet gerektirecektir.
 
Gen Z'yi çekmek için, işverenlerin dış çevreyle eşleşen bir evrim hızı benimsemeye hazır olması gerekir.Bu, çeşitliliğe gerçek ve somut bir odaklanma ile sağlam eğitim ve liderlik programları geliştirmek anlamına gelir.
 
-Harika bir çalışanın profilini geliştirin, şirket içi çıraklık programları oluşturun veya akıllı, yetenekli insanları işe alın ve ardından onları organizasyonda bir rolle eşleştirin.
 
-Teknoloji rolleri için daha fazla kadın adayı çekmek için en iyi kadın yetenekleri benimsemek için üniversite düzeyinde ortaklık yapmayı düşünün.
 
-Kafesli kariyer yolları ve çoklu çalışma formatları oluşturun.
 
-Projeleri gerekli beceri setleriyle eşleştirmek için dahili pazar yerleri kurun.
 
-Gen Z'ye akıl hocalığının güçlü liderler olmasına yardımcı olmak için X Kuşağı, Y Kuşağı ve
 
-Boomers'ın uzmanlığından yararlanın.
 
-Bulunduğunuz sektörün çekiciliğini ve şirketinizin itibarını düşünün ve buna göre plan yapın.”