Nicholas Francoeur Payload Space'te yayınlanan yazısında : " Uzay, zenginler ve ünlüler için yapılacaklar listesindeki bir tatil destinasyonu haline geldikçe şu soruyu sormakta fayda var: Uzay turizmine yatırım yapmak, yörüngedeki gerçek ve acil tehditlerin ortasında gerçekten mantıklı mı ?
Cevabım kesinlikle evet.
Uzay turizmi özünde Amerikan değerini, yani öncü ruhunu bünyesinde barındırıyor.Bu neredeyse herkeste yankı uyandıran bir kavram, hatta uzay endüstrisinin dışında olanlar da bile.
Ticari havacılık, sonuçta orduya yardımcı olacak bir teknoloji geliştirmiş olabilir, ancak aynı zamanda toplumun daha geniş anlamda iyileşmesine de yol açtı. Bu tam olarak mevcut Üçüncü Uzay Çağında uzay turizminin temsil ettiği şeydir.
Gelişen uzay yolculuğu ortamı, işletmelerin hem barış hem de çatışma zamanlarında kendilerini destekleyebilecek endüstriyel kaleler kurmaları için fırsatlar da yaratıyor. Bu fırsatlar aynı zamanda yatırımcılara savunma sektöründeki gelişmelerden ödün vermeden uzay turizmi endüstrisine yatırım yapma şansı da sunuyor.
Uzay yolculuğunun yol açtığı ilhamı hatırlarken, aynı zamanda uzay varlıklarının karşı karşıya olduğu ciddi tehditleri de gözümüzde tutabiliriz. Uzay turizmi hayali başarısızlıkla sonuçlansa bile Blue Origin ve Virgin Galactic gibi şirketler, yeni nesil uzay profesyonellerinin ilham ateşini yakmış olacak.
Savunma sektöründe yörüngedeki turizmin sunduğu eğlence ve heyecan yerine yalnızca uzaydaki güvenliğe öncelik vermek cazip geliyor.Ancak buna direnmeliyiz.Bunun yerine iç uzay kaşifimizin yıldızlara merakla bakmaya devam etmesine izin vermeliyiz." ifadelerini kullandı.
YORUMLAR